Apple yeni macbookpro modellerini piyasaya sürmüş. Açıkcası macbook serisi ile macbookpro serisinin bu kadar birbirine benzer olması aklıma “apple taşınabilir kategorisini küçültüyor (en azından marka olarak)” düşüncesini getirdi.

Neyse, yeni seriyi sevmedim. Sadece aliminyum görünmesi değildi karizması bu aletlerin. Bir diğer yanı da renklerine sadık kalması idi insanları çeken. Yani piyasadaki zilyon tane laptop’a baktığınızda karman çorman renklere sahipler. Bir bilgisayar alıyorsunuz altı siyah, klavye beyaz, tuşların üzerleri yazı dolu ve renkleri de farklı. Ekrana bakıyorsunuz başka tonda bir renk. kapağı kapatıyorsunuz aman allahım orada da türlü türlü soytarılıklar (Örn: Acer’in şu andaki popüler serileri veya hp pavillion serileri) Tabi bunlar arasında iyi olanları da var ki onlar da renklerine sadık kalan makineler oluyor.

Ancak yeni seriye bakarsanız ekran çerçevesi imac’deki gibi parlak ve sihay. Klavye kasanın aliminum olmasına rağmen siyah. Ayrıca yeni verilen kasa dışı kıvrım da görünüm olarak aleti kaba ve itici gösteriyor.

Portların tek tarafa toplanması güzel bir gelişme, ancak standart DVI çıkış olması daha kullanışlı idi (benim için öyle)
Açıkcası eski tasarımın son serisinden iyi bir makina almış olduğuma, dolar ve euro’daki zıplamadan da ötürü sevinçliyim. Zira şimdi almaya kalksaydım 1000ytl civarında daha para çıkmam gerekirdi.

Bu arada bunu da yazmak istiyordum, ayrı bir başlık olarak anlatmaya gerek yok. Birkaç saatimi harcayarak creative in-ear kulaklığımı iphone kumandalı kabloya entegre ettim. Daha doğrusu kulaklıkları birbirine aktardım. Böylece kumandalı ve mikrofonlu in-ear bir iphone kulaklığım oldu 🙂